Bayrama sayılı günler kala pek çok evde tatlı bir heyecan yaşanıyor. Misafirlere ikram edilecek tatlılar, sarmalar planlanıyor, bayram alışverişine hazırlanılıyor. Ramazanda yaklaşık 17 saat süren açlık ve susuzluk sonrası bayramla birlikte psikolojik olarak yeme isteğinin arttığını belirten uzmanlar, özellikle de bayram ziyaretlerinde ikram edilen çikolata ve tatlıların tehlikeye davetiye çıkardığı uyardığı uyarısında bulunuyor. “Bayramda yüksek kalorili besinlerin aşırı tüketimi hazımsızlık, şeker hastalığı, tansiyon ve kalp damar hastalıklarını da beraberinde getirmektedir” diyor. Ramazan sonrasında eski beslenme şeklinize dönülse bile, Ramazanda yavaşlayan metabolizmanın da etkisiyle şişkinlik ve kilo alımı yaşanırken, bu nedenle bayrama daha az miktarda ve daha az kalorili besinlerle başlamak gerekiyor.
• � İkramlıklara karşı koyamamak
Özellikle bayram ziyaretlerinde ikram edilen şerbetli tatlılar ve çikolatalar glisemik indeksi yüksek gıdalar olduğu için kan şekerini çok hızlı yükseltip düşürüyor ve obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıklarına neden oluyor. Bu nedenle ikram edildiğinde geri çevrilemiyorsa bile uygun bir dille sadece hatır için tadımlık olması isteğini ev sahibine belirtmekten çekinmeyin. Özellikle gün boyu toplam iki dilim baklava veya şerbetli tatlı ölçüsü dışına çıkmaktan kaçının. Ve çok önemli nokta; siz de evinize gelen misafirlerinize ikramlık olarak şerbetli tatlılar yerine sütlü veya meyveli tatlılar; çikolata yerine de meyve ikram edin.
• � Geceleri bir şeyler atıştırmak
Ramazan boyu gece sahur yemeği veya geç yiyip yatmaya alışıldığı için, bir şeyler atıştırma isteği özellikle bayramda devam edebiliyor. Oysa yemekten hemen sonra yatılması reflü gibi mide problemlerine ve başka sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle geç saatlerde atıştırmalıklardan uzak durun, gece yemek yemeyi alışkanlığa dönüştürmeyin.
• � Çay ve kahveyi hesapsızca içmek
Bayramda adettendir her gidilen ziyarette çay veya kahve ikramı eksik olmaz. Çoğunlukla da yine ‘ev sahibinin kırılabileceği’ endişesi ile bu ikramlar geri çevrilmez. Oysa her gidilen ziyarette çay veya kahve nedeniyle yüksek miktarda kafein alımı uykusuzluk, çarpıntı ve anksiyete gibi birçok rahatsızlığı beraberinde getiriyor. Günlük tüketilen kahve miktarının bir-iki fincan ve çay tüketiminin de iki-üç bardağı kesinlikle geçmemesi gerekiyor. Onun yerine en iyisi bir bardak su ya da alternatif olarak sunuluyorsa bitki çayı, ayran ya da maden suyu tercih edin.
• � Kahvaltıda hamur işlerine yüklenmek
Ramazan boyu yapılmayan kahvaltıyı, bayramın ilk kahvaltısına sığdırmayın! İlk günden kızartmalar, börekler ve yağlı gıdalarla güne başlamak bayram keyfinizi kaçırabilecek sorunlara neden olabilir. Onun yerine peynir, yumurta, bol yeşillik, domates, salatalık, tam buğday veya tam çavdar ekmeği gibi posalı ve proteinli gıdalarla kahvaltı yapmak ideali. Bu hem hazmı kolaylaştırıyor hem de Ramazanda yavaşlayan metabolizmanın etkisiyle çok sık görülen kabızlık problemine yardımcı oluyor.
• � Öğün atlamak
Ramazanda sadece iki öğün beslenmenin de etkisiyle Ramazan sonrası bu alışkanlığa devam etmek en sık görülen yanlışlardan! Oysa hem metabolizmanın hızlanması hem de kan şekerinin gün boyu dengelenmesi amacıyla az az, sık sık besin tüketilmeli, ara öğün alternatifleri olarak tatlı, şeker veya çikolata yerine taze veya kuru meyveler, süt veya yoğurt, kepekli krakerler, badem, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlar tercih edilmeli.
• � Bayram sofralarında ölçüyü kaçırmak
Sindirim sisteminde problemler Ramazanda en sık karşılaşılan sağlık sorunlarının başında geliyor. Özellikle tüm gün bir şeyler tüketmeyip öğle ve akşam yemeklerinde birden gıda alımına yüklenmek hazımsızlık gibi şikayetleri de beraberinde getiriyor. Ana yemeklerde bir tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edilmiş bol salata ve hafif zeytinyağlılarla yemeğe başlanmalı, porsiyon kontrolü yaparak mide hacmi birden doldurulmamalı.
• � Su içmek için susamayı beklemek
Ramazan boyunca neredeyse minimum düzeye inen su tüketimi başta böbrek hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Özellikle ana ve ara öğünler öncesi iki su bardağı su tüketimi günlük sıvı alımının artışına, daha az yemek yemeye ve gün boyu vücudun sıvı dengesinin sağlanmasına yardımcı oluyor. Diyetisyen Neşe Ceylan, hele de yazın sıcak ve nemli günlerinde su içmek susamayı beklemenin büyük yanlış olacağını belirterek “Gazlı içeceklerden kaçınmalı, sıvı ihtiyacı çoğunlukla su ile karşılanmalıdır” diyor.
“Kendi Yaşam Öykümü Anlattım...”
“Bu Önlemler Rüzgar ve Fırtınadan Koruyabilir!”
“MICHELIN Rehberi Türkiye’deki Restoran Seçkisini Açıklayacak”
“Yepyeni bir yaşam başlıyor...”
“Discop İstanbul Büyüyerek Yoluna Devam Ediyor”
“Çalışan annenin çocuğu olmak”
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32