Bir Rüya Bilmecesi programının daha sonuna geldik. Yayında ve yapımda emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür etmiyorum. Hiç ekip arkadaşım olmayışını teşekkür etmeme nedenim olarak görmüyorum. Teşekkürü bir borç bilmiyorum. İlla ki borç bileceğim bir şey varsa o da insanlardan beklediğim anlayış. Değişim ve gelişim. Ama onlar tüm bunlardan habersiz her yerdeler.
Sürekli konuşan birisini susturuyorlar. Sürekli ağlayan birisini güldürüyorlar. Sürekli gülen birisini ağlatıyorlar. . .
Ben sürekli yürüyorum, durdurmuyorlar.
Dinliyorum, söylemiyorlar. Söylüyorum, anlamıyorlar.
Belli ki benim dünyamdan bağımsızlar.
Programımızın sonuna gelirken haftaya tekrar ekranlarınızın basında bizi beklemeyin. Bizi özlemeyin. Bizi haftaya izlemeyin. Bakmayın, görmeyin. Her gördüğünüzü benimsemeyin. N’olur şöyle boş bakmayın. Bizden artık bir halt olmaz diyorsanız da daha fazla konuşup yerimi daraltmayın. Bana böyle kötü cümleler kurdurtmayın.
Sız bu satırları olurken bizler çok uzaklarda olacağız. . .
Motorları canımız isterse maviliklere, canımız isterse yeşilliklere süreceğiz.
Kimine göre süt, kimine göre çikolata olacağız.
Birbirimizi sevebilmenin ve anlayabilmenin dayanılmaz hafifliği içinde olacağız.
Kendimizi bir şey sanacağız. Çünkü zaten bir şey olacağız.
Bir çocuğu mutlu edebilmenin sevinciyle yaşayacağız.
Seksen günde devr-i alem yapacağız.
Alem yapacağız ya da alemlere akacağız. İkisinin de aynı şey olduğunu bileceğiz.
Devri yeniden kuracağız. Yüksek binalarımızı yıkıp bahçe duvarlarımızı öreceğiz. Sonra o duvarlara da ihtiyacımızın olmadığını anlayıp hepsini çöpe atacağız...
Sizi aramıza almayacağız. Boşuna gelmeyin.
**
Dışarıda bir gurultu kopuyor. İki aile çocukları yüzünden kavga ediyor. Her şey unutulmuş, dünya dört dörtlükmüş, onlar birbirlerini ölümle tehdit ediyorlar.
Hayal kuruyorum, bozuyorlar...
Yazıyorum, silecekler.
Duracağım, gelecekler. Korkarım hiç vazgeçmeyecekler.
**
*
*
Sıçrayarak uyanıyorum. Uykumda çok yol almışım. Dere tepe düz, dağ bayır uz gitmişim. Boyumdan büyük laflar etmişim. Çok işler başarmış, çok hatalı affetmiş, tüm intikamlarımı almışım.
Oysa hala uykuya ilk başladığım yerde, yatağımdayım.
Bir yandan çok ilerleyip diğer yandan hala olduğum yerde olmama şaşırmam dışındaki hiçbir şeye bu kadar şaşıramaz durumdayım.
Okuyup bitirmek üzere kitaplığıma sıraladığım onlarca kitaba, yazmayı yaklaşık iki senedir bıraktığım günlüğümün bekleyen sayfalarına, çok yakınımdaki kimilerinin düşüncesizliklerine, çok uzağımda gibi görünenlerin aşırı hassasiyetine, oyuncak müzesine hala gitmemiş olmama, öteye, beriye, sağa, sola... Hiçbir şeye rüyayla gerçek arasındaki uçurumlara şaşırdığım kadar şaşırmıyorum.
- Uykum geldi mi babamı bile tanımam, diyorum,
Bir ses. Giderayak:
- Beni tanı yeter, diyor.
Ve şaşırma hissinin insanı diri tuttuğunu birden fark edip kendimi vakit kaybetmeden uykuma geri gönderiyorum...
Çalıyor; Mor ve Ötesi – Bisiklet
http://8tracks.com/doa
http://lozanika.tumblr.com/
DEMET ÖZGE AYKAN
YAZARA E-POSTA GÖNDER