Günlük fazladan yalnızca 50 kalori tutarsak, bu da yılda fazladan 4 buçuk kiloya yol açabilir.Yani ufak ilaveler bile özellikle hareketsiz bireylerde ciddi kilo artışlarına neden olabilir. Fazla kilolu hatta obez yani fazla yağlanmamak için kendinize bir beslenme modeli belirlemelisiniz.
Vücut tüketilen kalorilerin nasıl kullanılacağına karar verirken, hassas bir dengeleme yasasından ve bazı çok karışık mekanizmalardan yararlanır. Doğru yiyecekleri yiyerek vücudumuza iyi davrandığımızda, vücudumuz kalorileri vücut yağından nasıl ayırıp, vücudu sıcak tutmak, vücut metabolizmasını çalıştırmak, fiziksel aktiviteyi desteklemek ve teşvik etmek ya da sadece fazlalıkları boşaltmak gibi yaşamsal fonksiyonlara yönlendireceğini bilir. Vücut, kalorilerin nasıl kullanılıp, depolanıp veya “yakılacaklarına” karar verme için çok sayıda karışık mekanizma kullanır. Ama özellikle lifli, az yağlı dengeli karbonhidrat ve protein alındığında günlük gereksinimleri sağlamaya yetecek enerjiyi depolamaz. Bu nedenle abur cubur, yüksek kalori ama düşük enerji niceliğine sahip gıdalardan uzak durmak önemlidir.
Amerika’da 10’da 6 yüksek kiloluyken bunların 3’de 1’i obezdir. Amerikan gençliğinin (altıdan on dokuz yaşına kadar ) yaklaşık %15’i fazla kiloluyken, diğer % 15’i de risk altındadır. İngiltere'de yaşayan yetişkinlerin ise yarıdan fazlası aşırı kilolu ya da obezdir Türkiye ise önlem alınmazsa 2025’de obez bir toplum haline gelecek. Sigara’dan sonra ölüm nedenlerinde ikinci sırada yer alan obezite ile mücadelede beslenme bilinci kazanmanın vakti geldi de geçiyor bile.
Daha önce sadece yetişkinlerde görülen Tip 2 diyabet, ergenlerde de tırmanışa geçmiş durumdadır. Obez çocuklarda yüksek tansiyon olması olasılığı dokuz kat daha fazla. 10 obez çocuktan birinde nöro-bilişsel problemler yol açabilecek uyku apnesi gelişmektedir. En önemlisi; obez bir çocuğun obez bir yetişkin olması çok daha muhtemel ki bu da ömür boyu sürecek sağlık problemleri olasılığını büyük ölçüde arttırmaktadır. Yani sadece görüntü de değil sağlık ve yaşam kalitesinde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Türkiye’de son 20 yılda çocukluk çağı obezitesi %5’den 15’ e yükselmiştir.
Obezite ve fazla kilonun ülke ekonomisine de ciddi yükü vardır. 1999’da yalnızca obeziteyle ilgili tıbbi bakım masraflarının 70 milyar dolar olduğu tahmin edilirken yalnızca 3 yıl sonra 2002 ‘de, Amerikan Obezite birliği bu masrafların 100 milyar dolar olduğunu bildirdi. Kilo almamak için harcanan 30-40 milyar doları da ilave edersek durum ciddileşiyor. The Telegraph'ta yer alan bir haberde, İngiltere'nin Ulusal Sağlık Hizmeti (NHS) obezite tedavisi için hastaneye başvuraların sayısı %30 oranında artarak 7 bin 988'den 10 bin 571'e ulaştı. Bu sayının son 10 yıl içinde 10 kat artmışken, bunun 2011-2012 yılları içinde de benzer ilerleyeceği vurgulanmaktadır. Türkiye’de ise veriler farklı değil 2005 yılında obezite tedavisi için özel ve devlet sektöründe toplam 60 trilyon harcanmıştır.
Aç hissetmek bir şeylerin yanlış olduğunun işaretidir ve uzun süre açlık vücudunuzun savunma metabolizma hızını düşürmesine yol açar. Bu şekilde hem yakılan kaloriler azalır, hem de vücut her kaloriyi depolama sinyali alır. Her zaman olduğu gibi az az sık beslenmeni önemi devreye girer. Bunun için yapmanız gereken öncelikle kendi beslenme saatlerinizi kontrol edin günde az öğünle besleniyorsanız bunları azar azar artırın.
Yemek yeme disiplini edinin. Nerde ne bulursam mantığında değil, bugün neler yemeliyimi düşünmelisiniz. Bu fazla iş yükü yaratmayacaktır tek yapmanız gereken günü planlamak. Vücudunuza doğru yiyecekleri verin ki o da doğru şeyi yapsın.
Hareket edin ki vücut yağ yakma kabiliyetini kaybetmesin. Düzenli olarak hergün 30 dakika yürüyüş büyük bir sorundan kurtulmanız için en kolay çözüm aslında.
Diyetisyen Berrin Yiğit
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
