KÖŞE YAZILARI | GABRIELA OLARU

Sanal Aşk Out

"Sanal Aşk Out, Sanal Arkadaşlık In. FriendFeed ile Sosyalleşelim" Gabriela Oana Olaru`nun yeni yazısı...
 
   
 
 
     

SANAL AŞK OUT, SANAL ARKADAŞLIK IN
FRİENDFEED İLE SOSYALLEŞELİM


Her şey dört yıla yakın süren ilişkimin sona ermesiyle başladı. İlişkim boyunca sanal ortamda “blog yazarı” olarak dolanan ben, ilişkimin bitimiyle sosyal medya sitelerine dadandım. Aslında ilişkimin bitimiyle dadanmam dorudan bağlantılı değil ancak bu iki durumu ilişkilendirmem mümkün. Dört yılı aynı insanla paylaşınca kendi arkadaş çevrenizden uzaklaşıyor, kopuyor ve daralıyor. Bizim ilişkimizde çevremiz onun çevresiydi ve düzenli olarak buluştuğumuz insanlar aslında “onun” arkadaşlarıydı. Buruma subjektif olarak bakıyor olabilirim ancak ilişkinin bitiminde bunun böyle olduğunu, arkadaşlarımın hayatlarındaki değişikliklerden bihaber olduğumu anladığımda kavradım. Bundandır ki ,ilişki yaşadığınızda mümkün olduğunca sosyal çevrenizi korumak en sağlıklısıdır.

Okumam gereken kitapların hayatımın büyük bir kısmını doldurmasına rağmen, yine de deli dolu ruhum sosyalleşme ihtiyacı içerisinde eski arkadaşlarını toparlamaya çalışıyor. BU çaba içerisindeyken bir yandan da , aslında uzun süredir üyesi olduğum, ancak aktif olarak kullanmadığım FriendFeed’e sardım. Bir hafta boyunca iletilerimle “aşk” ve “ikili ilişkiler “konusunda ki halkın nabzını tutarken, kendime yeni arkadaşlar da edindim. Durumu özetleme ihtiyacı içerisinde de bu yazımı kaleme aldım.

FF bugünlerde popüler olan, Twitter, Facebook ve bunlara benzer bir çok sosyal paylaşım ağlarıyla entegre çalışan, basit ama kullanışlı bir sitedir. Profilinizi oluşturduktan sonra feed’lerini merak ettiğin kişilere “abone” olarak onları takipe alabiliyorsun. Aynı şekilde seni merak edenler seni takipe alıyor ve kovalamaca başlıyor. Aslına bakarsanız modern çağın “saadet zinciri” de diyebiliriz. Listenizde olan X kişisinin kendi listesindeki birine yaptığı yorumu siz kendi feed sayfanızda görebilir, beğenebilir, yorum yazabilirsiniz. FF’nin en güzel taragı dıdısının dıdısı olduğunuz birine yorum yapabilmeniz, maydanoz olabilmeniz, yeni arkadaşlık kurabilmenizdir. İnsanların canını sıkmadıktan sonra kimse size” hey sen orda ki, hayırdır, benim feedimde neden fink atıyorsun” sorusunu yöneltmez. Diğer bir yandan, minibüste sevgililerinin davranışlarını çekiştiren iki kızın konuşmalarına maydanoz olup fikir beyan etmeniz, hoş sonuçlar doğurmayacaktır. Bu bakımdan, sosyalleşme konusunda zorluk çeken insanların dahil arkadaşlık kurmaları daha kolay olabiliyor.

Tüm bu sanal saadet zincirinin üyeleri, ayda bir kez sabahın sekizinde sıcacık yataklarından kalkıp bir yerde kahve içmeye gidiyorlar. BU buluşma ise bugüne dek eşi benzeri görülmemiş bir katılım sayısıyla gerçekleşiyor. Kanyonda yapılan son toplantıya iki yüz kişiye yakın FF üyesi katılıp sohbet etmiş. İşte bu noktada “vay canına” dememek elde değil.


Her şeyden önce gördüm ki, FF’de bir bayanın,tartışmaya açık bir iletiyi yayınlaması yorum zenginliğini ortaya çıkartabiliyor. Nitekim iletilerimden biri 180’den fazla yorum alarak bir “başarı” elde etmiştir.Feediniz erkek-kadın ilişkilerini deşer cinstense, katılım açısından bereketli bir feed yakalamanız garantidir. Ne var ki, bu tarz feedlerde size yakın olan bayanların dışında bayanlar pek bir ilgi göstermiyorlar.Erkekler ise tam tersine, sizi tanımasalar bile düşüncelerini açıklamaktan çekinmiyorlar. Erkekler arasında feed sahibi bayana “asılan” lar çıksa bile, bayanın vereceği cevap sayesinde bu “asılma” olayı dinip, muhabbet devam edebiliyor. Bayanlarda ise her ne kadar ihtimal vermek istemesem de, bir “çekememezlik” söz konusu oluyor ve feede uzaktan bakıp, kimi zaman özelden atılan mesajlarla fikirler belli edilebiliyor. Ne yazık ki sanal ortamda da olsa kadınlığımızı bir kenara bırakıp, birbirimizi potansiyel “rakibe” olarak görme huyumuzdan kurtulamıyoruz. Kişisel olarak ben, feedlerimde ve profilimde daha çok bayanın olmasını, kız kıza feed günlerinin yapılıp “dedikodu” yapılmasını ve eğlenilmesini tercih ederdim.

FF’de göze çarpan diğer bir konu ise erkek ortalamasının yüksek olması ve bu erkeklerin çoğunun web, internet, sosyal medya, iletişim gibi alanlarda çalışıyor olmalarıdır. Görünen o ki, bayanlar olarak “teknoloji” ile aramızda “sıcak” bir bağ kurmayı başaramadık. Mevcut bayanlar da aynı şekilde bu işlerle meşguller, veya blog yazarıdırlar.

FF kullanıcıları interneti etkin kullanmayı seven, gelişmeleri takip eden ve merak edip sorgulayan bir kesim. Eğer profilinizde web sitenizin linki varsa sitenizi mutlaka takip ederler, yazılarınıza yorum yaparlar, ve çalışmayan rss’inizden dolayı size “ hesap” sorarlar. Bir haftada analtics verilerimde FF’den gelen kullanıcıların sayısında nerdeyse %100’e yakın bir artış var ki, bir blog yazarı olarak bu durum benim için sevindiricidir. FF kullanıcıları aynı zamanda eleştirel bir bakış açısıyla sitenizi ve yazılarınızı değerlendirmekten çekinmiyorlar ve sizde bu sayede daha çok emek harcayıp daha iyi olmaya çabalıyorsunuz.

FF ahalisinin evlerinde en çok besledikleri hayvan, ben de dahil olmak üzere “kediler”dir. Gün içerisinde bu güzel havyalara ait şirin mi şirin resimler sayfanızı doldurabilir. Aynı şekilde hayvanlara ve yardıma muhtaçlara karşı ilgisiz olmayan, çabalayan ve duyarsız kalmayan bir kitleden bahsediyoruz. Bu yardımsever kullanıcıların başında ise, Cherry isimli “enerji topu, arkadaş canlısı” kullanıcı gelmektedir. Sel felaketinden kurtardığı kedicik için açtığı feed geniş kitlelere ulaşmaya başarmıştır.

Ünlülerden Sertap Erener, Selçük Erdem ve Elif Dağdevirenin’de üyesi olduğu FF’de, yeni gelen arkadaşlar eğer birinin sayesinde siteye gelmişse herkese tanıştırılarak” sanal welcome party” eşliğinde alıştırma turları atılıyor. İyi birer ev sahibi olan site ahalisi de üzerlerine düşen görevi yerine getirerek yeni komuşlarına “hoş geldin” e gitmekten geri kalmıyorlar. Ben kendi kendime üye olduğumdan böyle bir karşılama yaşamadım gerçi ama olsun:P

Aynı şekilde doğum günü bebeleri arkadaşları tarafından duyurularak tebriklerini sanal olarak kabul edebiliyorlar. Doğum günü kutlamaları konusunda en hassas kullanıcı Müge Cerman’dır.

Sosyal paylaşım ağlarının en sevimlisi olan FF’de kullanıcılar anlık çektikleri resimlerle hayatlarını birebir paylaşma imkanına da sahipler. Örneğin abisinin nişanı için kırmızı ojesini süren kızın ojeli ellerini hep birlikte görüp yorumlarımızı yaptık, canı sigara böreği çeken hamarat arkadaşımızın kızartılmış böreklerini görüp salyalarımızı akıttık,akşam güzelim evinde bilgisayarının başında oturup kırmızı şarabını içen hatuna imrendik, evi taşıyan gezginlerin satılığa çıkarttıkları eşyalarını birebir görüp beğenme şansını yakaladık ve tabiiki de ff toplantılarının son dakika resimlerini takip edebildik.

Tüm bu sanal etkileşim gördüğünüz gibi “gerçeğe” en yakın “teması” sağlayabilmektedir. Bu etkileşim en real hali ise yapılan ff toplantılarıdır. Cuma günü canı bira çeken Cherry’nin bunu feedinde yazması sonucunda, Cuma akşamı Kadıköy’de on bir kişi buluşmuş oldu. Diğer toplantılara katılamadığım halde, Cherry’ye olan sempatimden dolayı bu toplantıya katılmak istedim,zira FF deneyimimi sanal gerçeklikten realiteye geçirmeye niyetliydim. Akşam Rexin önünde beklerken üzerimde hafif bir tedirginlik vardı, yalan söyleyecek değilim. İlk olarak şunu düşündüm: ya onlar uzaktan bir yerde beni izleyip tutmazlarsa beni almadan mekana giderlerse??? Yahu kabul ediyorum ben bazen ruh hastası bir manyak olabilirim. Sanki bu buluşma sanalda tanışan iki kişi arasında gerçekleşiyor da, birinden biri öbürünü beğenmeyince tabana kuvvet kaçacak! Alt üstü bira içip sohbet edilecekti, ama huzursuz bünyem illaki bir kulp bulup uğraşmalıydı beklerken…İsim hatırlama konusunda son derece başarısız olduğumdan dolayı arkadaşların çok azını isimleriyle anabileceğim bve bu kazmalığımdan ötürü şimdiden özür diliyorum.

İlk gelen FF kullanıcısının ismini hatırlamıyorum ancak kendisi çok şeker, konuşkan ve nazik bir çocuktu. İsmimi seslendi ve ben de sevinçle yanına gittim. Derken Cherry ve Ali de geldi ve biz sohbete başladık. Derken bir iki kişi daha geldi, isim konusunda zayıf olsam da biri Maltepe’de öbürü de Kartal’da oturuyordu Herkese ait detayların hatırlıyor olsam da, ne yazık ki isim hafızam felaket derecede başarısız işte. Biralarımızı zevkle yudumlayacağımız mekana geçtikten sonra geri kalanlar da geldi, erken ayrılanlar da oldu ama neticede ben ve Cherry haricinde başka hatun kişi bu buluşmada yoktu. İki hatun ve 8 erkek olarak sohbetimizi ettik biz de. buradan hatun kişilere seslenmek istiyorum: hem sitede hem buluşmalarda aktif katılımınızı bekliyorum!

Sohbetimiz süresince siteden bol bol konuşuldu, dedikodular yapıldı, patates kızartmaları yenilip biralar içildi ve herkes birbirini tanımaya çalıştı. Kimisi çok gevezeyken kimisi dikkatlice dinledi.Sonrasında suskun olanlar sazı ellerine alıp gevezeler dinlemeye başladılar. Viktor Levi’de fallar bakıldı, sohbetler iyice samimileşti ve hız alınamayarak sosisler mideye indirildikten sonra soluk Taksim’de alındı.

İşte bu noktada kişisel bir itiraf yapmadan edemeyeceğim. Tarz olarak rock müzik veya bohem hayattan kopuk bir insanım. Her insanın yaşam tarzına saygı duyarım ve kolaylıkla her tarza da uyum sağlayabilirim. Ne var ki çevremden dolayı genellikle biraz daha kokoş kaldığım söylenebilir. Sınıf veya statü ayrımcılığı yapacak son insanlardan biri olsam da, daha çok “lüks” mekanlarda dolandığımı söyleyebilirim. Aslında bu bize, bulunduğumuz çevreden ayrı bir hayat yaşayamadığımız, çevremize uygun davrandığımızı göstermektedir. Giyimim en sıradan olması bile beni kendimi “yabancı” hissetmemden alı koyamadı. Ama işin itiraf kısmına gelince… Gittiğimiz rock barı ve o sokakta ki insanların tümü benden farklıydılar: rahattılar. Çalan müzikleri biliyor olmama rağmen onlar gibi hoplayıp zıplayamadım. Grubumuzdakiler ve Cherry deli gibi hoplayıp zıpladıkça benim içim içimi yedi. Hatun gayet şık ve resmi olan ebisesi içerisinde bile “ben özgürüm” naralarını atarken benim ruhum sıkışıp kalmıştı. Yıllardır bu sevdiğim, beğendiğim “lüks” mekanlara gidip kasılmaktan eğlenmeyi unutmuşum. Çünkü bu mekanlarda içkinizi yudumlar, locanızda oturur etrafı süzersiniz. Etrafta hoplayıp zıplayan bir kız varsa da pek hoş karşılanmaz açıkçası. Dans adına en fazla sağa sola sallanır, “cool”uğunuzdan bir şey kaybetmeden “takılır”sınız. Bayan olarak içkiniz genellikle vodka, şarap veya kokteyldir ve bira içmek “sıradanlıktır”. Kıyafetleriniz şık, saçlarınız bakımlı, tırnaklarınız yapılı olmalı ve kahka atarken ağzınızı elinizle kapayıp nazikçe gülümsemelisiniz. Evet bu hayatı seviyorum ancak sadece bu hayatı yaşamak beni sıkmış anlaşılan. Dün gece orda gönüllerince eğlenen, hoplayan,zıplayan ve birbirlerini yadırgamayan insanları gördükçe kendimi kafesteymiş gibi hissettim. Ben “mutsuzmuşum”; içimden geldiği gibi olamadığım, kendimi hep “başkalarının” düşüncelerinden dolayı kısıtladığım için mutsuzmuşum. Hoplayamadım, zıplayamadım, kendim gibi olamadım ama en kısa zamanda yapacağım:P
Çok içimde kaldı bilin:P

Diyeceğim şu ki: FF gibi sosyal ağlar sayesinde insanlar flörtleşmekten öte arkadaşlıklar kuruyor, gerçek hayatta “hayatları”nı paylaşıyor ve mutlu oluyorlar.

Yoksa siz hala FF’yi denemediniz mi?

Köşedeki Kedi
gabrielaolaru@hotmail.com
www.gabrielaolaru.com





GABRIELA OLARU
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>