EMANET SEVGİLER

İki şekilde girilir bir kalbe. Ya kalp kırılmış, incinmiş kocaman bir kırık oluşmuştur ya da bomboştur. Kalbe girmek isteyen kolayca süzülür içeri. Düşünün bakalım yeni bir ilişkiye ne zaman başlıyorsunuz? Ne zaman ağlayacak bir omuz, ne zaman ısınacak bir beden arıyorsunuz?

24 yılı geride bırakırken şöyle bir baktım ardıma. (lütfen gülmeyiniz daha yaşın kaç da bu kadar düşünüyorsun diye, düşünecek kadar yaşamışım demek ki)

Bu zamana kadar yaşadıklarımın gerçek adı neydi?

Aşk,
Sevgi,
Hırs…

Neydi bu arkadaş? Karnına ağrılar saplayan, diline saçma sapan kelimeler söyleten, kimi zaman lanet okutan, kimi zaman umursamaz yapan…

Neydi bunun adı?

İlk aşkımı anımsadım birden elini tutarken renkten renge girişimi, yanağımdan öptüğünde nazlı nazlı “Hayııııır.” deyişlerimi.

Son aşkımı anımsadım birden kavga edişlerimizi, hep kendimizi üstün görüp diğerini ezme telaşlarımızı… Ve bunlar gelip giderken de söylediğimiz aşk sözcüklerini.

Zaman gelip geçerken bu kadar da değişemez ki duygular. Eskiden seni seviyorumlar yarin o güzel yüzüne bakılıp da söylenirdi, şimdilerde bedenine bakıp söyleniyor. Eskiden yarin eli tutulduğunda kalpler kafeste çırpınan serçe misali atarken, şimdi en özeller paylaşılıyor ama kalp hala aynı ritimde.

Kime kızsam, kimi suçlu bulsam, kime ceza kessem bilemiyorum. Kadın mı suçlu erkek mi suçlu bu değişen, herkesin birbiri ile beraber olabileceği laçka sevgi gösterisi ortamlarda.

Her ne kadar kadınlarımız kabul etmese de zaman zaman ben de edemesem de, değiştik. Güzel tabi ki değişim, olmalı da. Doğru algılanır ve uygulanırsa güzeldir. Özgürleştik, kendi ayaklarımızın üzerinde durabiliyoruz. Ama özgürlük, kendi ayaklarının üzerinde durmak bu değil. Özgürlük bu akşam Ahmet, yarın Mustafa bir sonraki gün Allah Kerim değil. Kendi ayakları üzerinde durmak hadi bu akşam Ahmet’le diskoya, Mustafa ile tatile giderim demek değil.

Erkeklere gelince bütün kadınlara aşığım demek değil, evlilik de neyin nesi ben bütün kadınlarla evliyim demek değil. Erkeklik bir kadının hesabını ödemek, ardından romantik bir gece yaşatmak ve canın ne zaman onu çekerse o zaman görmek, istemek demek değil.

Dinledikçe annem ve babamdan mazideki aşkları, ben yanlış dönemlerde yaşıyorum diyorum. Biliyorum şu an gözleri bu satırlara takılan birkaç kişi de ben gibi düşünüyor. Benim gibi düşünen gözler okumaya devam edin, diğerleri artık daha fazla zahmet etmeyin okuduklarınız zaten bir işinize yaramayacak.

Arkadaş sohbetlerinde hep “Ben yaşlı bir kadınım diyorum.” Çoğu gülüp geçiyor, hatta üzerine bin bir komedi bile çevriliyor. Oysa ki ben gerçekten yaşlı bir kadınım, dinozor torunuyum. Biliyorum benim gibi genç görünümlü birkaç dinozor torunu daha var. Aşka inanan. Sadece eğlence mekanlarında bir sevgilim olsun diye düşünmeyen kadınlar var biliyorum. Biliyorum ama bulmakta zorlanıyorum.

Erkeklere neden aşk bu kadar ayaklar altına alındı diye sorduğumda verdikleri en dürüst yanıt :”Kadınlar değerini yitirdi. Ayşe olmazsa Fatma var. Milyon taneler artık, arada birkaç tane iyi çıkıyor, onlar da sahiplenmek istiyorlar ama sorumluluk almak çok zor. Korkan adam da hemen kaçıyor.”

Kadınlara aynı soruyu sorduğumda aldığım yanıt tam trajedi. “Kimle beraber olsam beni aldatıyor. Hem de ya en yakın arkadaşımla ya da bilmem kim ile. Yanımda yatıyor bana aşk ile bakıyor, evet kızım bu kez aradığın adamı buldun diyorum sabah uyandığımda bakıyorum bir mesaj ve bitiyor ilişki.”

Gördüğünüz gibi aşklar da teknolojiye ayak uyduruyor. İlişkinizin bittiğini ya facebooktan öğreniyoruz, ya başka bir sosyal ağdan, ya maille ya da mesajla. Çünkü bakınız ilişkilere tam da başladıkları yerde bitiyorlar.

Demem o ki aşk biz canlılar var olduğumuz sürece yaşar.

Pek çok şeyi ayaklar altına aldık, en rezil hallare soktuk ama bırakın aşk temiz kalsın. Bırakın insan olduğumuzun bilincini bize en güzel o hissettirsin.

Herkesi en güzel aşklara davet ediyorum. Kırık ya da boş kalbinize birini alırken aşık olduğunuzu seçmeye özen gösterin

Sevgiyle kalın.

Ama emanet olmayan…

Serpil Şahin
serpil5sahin@gmail.com
www.serpilsahin.net


 

SERPİL ŞAHİN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >