KÖŞE YAZILARI | SERPİL ŞAHİN

Yalancı Pollyanna

"Bakın hele nasıl da mutlu bacaksız önündeki oyuncakları ile? Nasıl da içten gülüyor?" Serpil Şahin`in yeni yazısı...
 
   
 
 
     

YALANCI POLLYANNA

Anneme göndereceğim belgeleri ararken buldum kendisini tozlu raflarda. Kim bilir sessiz sedasız kaç mevsim geçirdi ellerimden uzak bu yerde?

Bakın hele nasıl da mutlu bacaksız önündeki oyuncakları ile? Nasıl da içten gülüyor? Elimden düşürmediğim pembe tavşancık bey ve kuzucuk hanım pek memnunlar minicik ellerimin şefkatinden.

Birden bire, insanoğlu ne garip diye sayıklamaya başladı dudaklarım. Şimdiki halime bakıp da özlem duymak o günlere, yazık etmek yaşadığım şu güne. Nedir bu yaşadığım ana duyduğum minnetsizliğin kaynağı?

Koşar adımlarla diğer ‘ben’lerin saklı olduğu çekmeceme gittim, karıştırdım, inceledim hepsini bir bir; ama bulamadım. Hiç birinde böyle bir gülüş yoktu. Hiçbir fotoğrafım bu kadar haz vermedi bana. Neydi bu veledi diğerlerinden ayıran?

Anımsaya çalıştım, ufacık bir kareyi… Silinmiş gibiydi geçmişimle alakalı sahneler…

Aaaa, o da ne? Bir karaltı belirdi rengi gitmiş gözlerimin önünde. Bir adam var, evet bedenimi saran elleri ile. Anımsadım; saçlarımı okşayıp, kokumu içine çekerek “Kızım” demesini. Babamdı; her türlü yaramazlığımda beni anneme karşı koruyan; babamdı anımsadığım tek görüntü.

Bir gün evlenirsem “O”, babam gibi biri olacak dediğim an şimdi benimle burun buruna. Yıllar geçmiş ve ben babama benzeyen bir adama tesadüf edememiştim. Yorgundu, benliğime birilerini arayan yalnızlığım. Yatağa girip de başını yastığa yalnız koymak zordu. Arkadaşlar hep derdi, ‘Kariyerini yaparken aman evliliği es geçeyim deme’. ‘Bir gün kaderimde varsa olacak’ diye diye erteledim eş ve anne olmayı.

Nerden nereye geldi aklımdaki düşünce parçacıkları. Puzzle yapmayı severdim ama söz konusu duygularım ve aklım olunca bir türlü oluşturamadım bütünlüğü.



Tam tamına 34 yaşındayım. 34 tane dolu dolu, ele avuca sığmayacak kadar çok anının olduğu yıllarım var benim.

Yıllarım var olmasına var da; bunca yaşanmışlığa rağmen neden bu kocaman ev bomboş geliyor bana? Her gezimin sonunda yanımda sadece ya süs eşyası ya da fotoğraflarla geri döndüm yuvama. Beni uzun ya da kısa yolculukların sonunda evde karşılayan sıcak bir ses hiç olmadı.

Gidenlerim, hep ödüllerim diye düşündüm. Gittiler, çünkü beni hak etmediler. Gittiler, çünkü ben kadar güçlü değildiler…

- ‘Hadi oradan seni yalancı Pollyanna…’

Sıkışmış kalmıştı yaşanmışlıklarım; güç, iktidar ve sahiplenme duyguları arasında. İş ve arkadaş çevrem tapardı bana. Dilek güçlü kadındır, her zorluğun altından yara almadan çıkar. Dilek akıllı kadındır, erkeğe “evet” dedirtmesini bilir. Dilek, idoldür.

Peki, onların bildiği Dilek buysa şu an fotoğraflarda gördüğüm Dilek kim? Kaç Dilek var içimde?

O an anladım ki, rollerim var benim. Ben aslında ben değildim. Ben sandığım insancıklar vardı içimde. En ufak bir kırgınlıkta saçı okşanmak isteyen bir çocuk, pohpohlanmak isteyen bir kadın, güçlü bir adam, yaşlı bir teyze vardı benliğimde.

Ve ben size yenik düşmemek için çok çabaladım sevgili aşklarım. Siz o güçlü kadına o kadar inandınız ve beni de o kadar inandırdınız ki, diğerleri çıkınca ortaya hep korktum alay seslerinizden. Gelgitler yaşadım. Çoğunuz ilişkinin sonunda ‘Ne dengesiz’ dediniz bana. Oysa bunu yapan ben olduğum kadar sizdiniz. Ama siz bunu göremediniz.

Yazık oldu içimde yaşayan o zavallı çocuğa. Biraz büyük bir kız çocuğu, biraz küçük bir kadın edalarıyla şimdi sadece fotoğraflarda.

Serpil Şahin
serpil5sahin@gmail.com
www.serpilsahin.net


SERPİL ŞAHİN
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>