“Elde Var Hayat” dizisindeki Yağmur karakteriyle izleyiciyle ilk kez buluşan, ardından, kamera önü yolculuğunu hızla sinemaya da taşıyarak yer aldığı filmlerle büyük ses getiren Burcu Kıratlı, performansının yanında cesaretiyle de gündeme geliyor. “Diriliş Ertuğrul”, “Aşk ve Mavi”, “Yıldızlar Bana Uzak”, “Aşk Sokakta” gibi işlerde güçlü karakterlere hayat veren güzel oyuncu aşka ve hayata bakışını, 2026’dan beklentilerini, sanatın dönüştürücü gücü hakkındaki düşüncelerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Aşk ile başlayan bir 2025 yılıydı. Peki, bu yıl nasıl bitti? 2025 size neler kattı, sizden neler aldı?
2025 yılı beni hem sınayan hem de güçlendiren bir yıl oldu... Gereksiz yüklerden kurtulduğum, kendi gücümü hatırladığım bir yıl oldu diyebilirim. İçsel olarak büyüdüğüm, merkezime döndüğüm bir yıldı.
2026’dan en büyük beklentiniz nedir? Kendinize 2026 için verdiğiniz bir söz var mı?
Beklentiden çok, harekete geçme yılı olarak görüyorum. Kendime verdiğim söz: “Bundan sonra, istediklerimi küçük dramalar yüzünden ertelemek yok!”
Yeni yılı nerede ve nasıl karşılamayı düşünüyorsunuz? Tatil planlarınızda sizi heyecanlandıran bir rota var mı?
Bu seneki yılbaşını biraz spontane yaşamayı düşünüyorum. Henüz programlar içinden birine karar vermedim.
Bir süredir ekranlardaki yokluğunuzla hayranlarınıza kendinizi özlettiniz. Sizi televizyonda tekrar ne zaman görebileceğiz?
Sosyal medyada ve sokakta bununla ilgili, özlemle karışık sitemler alıyorum... Bu beni çok mutlu ediyor tabii ki. Seyirciyle bağım hiç kopmadı… Çok kısa bir süre sonra diyebilirim!
Türk dizilerinin uluslararası başarıları giderek artıyor. Sizi global projelerde görme ihtimalimiz var mı?
Dizilerimizin uluslararası başarıları beni çok heyecanlandırıyor. Hak ettiğimiz bir şey… Ülkemizin her yeri görsel olarak çok zengin, duyguyu anlatma biçimimiz çok güçlü. Global seyirciye de bunu göstermek, sevdirmek çok değerli… Bu sayede ülkemizi çok iyi temsil ettiğimizi düşünüyorum. Daha önceki projelerimle olduğu gibi, bundan sonra da tabii ki beni heyecanlandıran, doğru projeyle her an görebilirsiniz.

Sanatın dönüştürücü gücüne inanır mısınız? Bir oyuncu olarak toplumsal meselelerde sorumluluk alma konusunda nasıl bir duruş sergiliyorsunuz?
Kesinlikle inanıyorum. Biz sadece bir hikâye anlatmakla kalmıyoruz, bazen oynadığımız bir karakter aracılığıyla bir insanın kalbine dokunuyoruz, belki umut oluyoruz, belki ilham; bazen bir sahneyle bir toplumun duygusuna, acısına ayna oluyoruz. Bazen konuşulmayan konuları hatırlatıyoruz...
Toplumsal meselelerde duruşum net. Hatta bazen sert bile olabiliyor: Her zaman her konuda adalet! Hak yenmesi tahammül edemediğim bir konu… Kadınların özgürce yaşama hakkı olması, hayallerini kalbine gömmek zorunda kalmaması; sesi duyulmayanın, hakkı yenilenin her zaman yanında olmak, sesini duyurmak için farkındalık yaratmak... Tabii ki hayvan dostlarımızla ilgili konularda da. Ayrıca biz mesleği gereği izlenen, takip edilen, sesi duyulan kişileriz. Bu yüzden sesi duyulmayanların sesi olmalıyız.
Oyunculuk dışında sizi heyecanlandıran yaratıcı alanlar var mı? Moda, yazarlık ya da sahne sanatları gibi?
Müzik, dans, resim, yazarlık... Bunlar beni besleyen, bana ilham olan, ruhuma her zaman çok iyi gelen sanat dalları. Çocukluğum baleyle geçti mesela. Tango yaptım bir dönem de oldu ama tiyatro başlayınca, hem üniversite hem tiyatro aynı anda olunca, dansa ara vermek zorunda kaldım. Arada boyalarımı, tuvalimi alıp resim yapıyorum… Ve evet, yazdığım birkaç hikâyem var!
İmkansız aşklar, romantik komediler, kavuşmalar...
Türk izleyicisi ekranlarda ya da sinemada hangi konuları görmeyi daha çok seviyor sizce?
Seyircimiz aslında tek bir türe değil, iyi anlatılmış, güçlü duygulara bağlanıyor. Hikâye sonunda hak edilmiş mutlulukları izlemeyi, o derin duygusal çatışmaları ve yeniden doğuş hikâyelerini çok sahipleniyorlar.
Gerçek hayatta geçmişinizi bir günlüğüne unutsaydınız, yeniden hatırlamak isteyeceğiniz ilk şey ne olurdu?
Annem.
“Aşk Sokakta” ağustos ayında sinemalardaydı. Evleneceği gün aldatıldığını öğrendikten sonra bir kaza geçirip hafızasını kaybeden bir kadın ve tesadüfen tanıştığı bir erkek... Sizce hafıza kaybı temalı bir hikâyede aşkın gücü neyi kanıtlar? Aşk gerçekten her şeyi hatırlatabilir mi?
Aşkın iyileştirme gücü kesinlikle var… gerçek aşkın tabii! Âşık olduğunu sanmak ya da anlık heyecanı aşk sanmaktan bahsetmiyorum. Aşk çok güçlü bir duygu, çok güçlü bir bağ; onu yakalamak çok zor, o yüzden hakkıyla yaşamak lazım… Bu yüzden de bu güce sahip olduğunu düşünüyorum.
Aşk sizin için bir ilham mı, yoksa bir denge unsuru mu?
Aşkın olduğu yerde denge pek olmuyor! İlham tabii ki.
Günümüz ilişkilerinde en çok eksik gördüğünüz duygu ya da değer nedir? Sizce aşk hâlâ “sonsuzluk” fikrini taşıyor mu?
Sonsuzluk çok iddialı; ama o anda, o aşkı hissettiğinde, sonsuz olacakmış gibi yaşanılan o aşka inanıyorum. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez, hele ki şu anki tüketim çağında ve zamanın bu kadar hızlandığı bir dönemde… O aşka, zamanın ve hayat koşullarının savaşında sahip çıkabildiğinde, arkasında durabildiğinde gerçek aşk oluyor zaten. Bu dönemde eksik gördüğüm şey bu.. Savaşmaktan, yaşamaktan korkuyorlar… Zaten o yaşadığın zaman diliminde sonsuz hissini duyacak kadar yüksek, sınırsız, korkusuz yaşadığında gerçek aşk oluyor bence.
Sağlıklı yaşam konusuna gelirsek... Meditasyon, yoga ya da başka bir zihinsel pratik hayatınızda ne kadar yer tutuyor?
Meditasyon, yoga pek benlik şeyler değil aslında… Benim meditasyonum köpeklerimle yürüyüş, evde mumlarımı yakıp müzik dinlemek.
Peki, beslenme konusunda nasıl bir yoldasınız?
İşte o konuda hiçbir zaman disiplinli olamadım. Yemek yemeyi çok seviyorum, o yüzden sağlıklı beslenme, düzenli diyet hiçbir zaman hayat tarzım olmadı. Bir anda dizi izlerken, gece hamburger, pizza söyleyebiliyorum mesela.
Bundan 10 yıl önceki Burcu Kıratlı’ya bir uyarı verecek olsanız, bu ne olurdu?
Hiçbir şey… Her şey yaşanması gerektiği şekilde yaşanıyor. İyi ki de o şekilde yaşanmış… Yaşanılan her şey büyümene, gelişmene, tecrübe sahibi olmana vesile oluyor. Yaşadığım her şeyin beni şimdiki Burcu’ya dönüştürmesinden çok mutluyum.
10 yıl sonrasına bir mektup gönderecek olsanız, kendinize neler söylerdiniz ve başka kimleri bu mektuba katardınız?
Bu şekilde içinden geldiği gibi, dürüst, adaletli, çalışkan, eğlenceli ve aşk dolu yaşamaya devam!
Burcu Kıratlı; “Toplumsal meselelerde duruşum net her zaman her konuda adalet!”
Güzel, cesur, doğal….
DİĞER HABERLER
Mert Vidinli: “Yeni yerler kadar, yeni arkadaşların huyunu suyunu keşfetmek de benim için büyük deneyim”
Turizm, gastronomi ve medya dünyasının tanınan ismi, bu yılki yaz rotasını anlattı...
“Canınız Çekiyorsa Bir Nedeni Vardır!!!”
“Filmlerin Hepsi Birbirine Benziyor”
“Buzlar Kraliçesi: Greta Garbo”
“Cheetos’dan İlköğretim Öğrencilerine Büyük Sürpriz”
“Her yıl bin kadın kanser oluyor ”
“%100 Huzur ”
DİĞER ADRESLER
REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32












