Türk pop müziğinin genç sesi, hem şarkısının hikâyesini hem de seyahat etmeyi seven gezgin yanını MAG Okurları için anlattı.
Öncelikle, yeni tekliniz “Doktor” hayırlı olsun! Biraz bu eserinizden bahseder misiniz? Şarkının hikâyesi nedir, nasıl ortaya çıktı?
Çok teşekkür ederim. “Doktor”, aslında bir anda ortaya çıkan bir şarkı oldu. Yaklaşık bir iki ay önce yazdım, çok uzun sürmedi. Hikâye, direkt nakaratla başladı: “Yanıyorum, kurtar beni doktor...” Armonisini bulduğum anda bu cümle döküldü ağzımdan. Aralığın armonisi çok hoşuma gitti ve şarkıyı tamamen bu hissin üzerine kurdum. Buradaki “doktor”u aslında bir metafor olarak kullandım. Hepimizin sıkıştığı, çaresiz hissettiği zamanlar oluyor. Bu dönemde insanlar en çok psikologlara ya da doktorlara yöneliyor ama şarkıdaki doktor; anneniz, babanız, arkadaşınız ya da sevdiğiniz herhangi bir insan olabilir. Derdinizi anlatacak birini aradığınız o hissin sembolü. Yani tamamen günlük hayatta yaşadığımız duyguların bir yansıması.
Klibinizde Demet Sağıroğlu ve Barbaros gibi isimlerin yer alması oldukça dikkat çekici. Kendileriyle çalışmak nasıl bir deneyimdi? Setteki uyumunuz nasıldı?
Açıkçası bu benim için de sürpriz oldu. Başta planladığım bir şey değildi, tamamen menajerimin önerisiyle gelişti. İkisi de hem sektörde çok saygı duyduğum isimler hem de günlük hayatta tanıdığım ve çok sevdiğim insanlar. Bu yüzden sette bir zorluk yaşamadık, aksine çok doğal ve keyifli bir çekim süreci geçirdik. Onların profesyonelliği ve arkadaşlıkları sayesinde her şey çok rahat ilerledi. Adeta arkadaşlar arasında bir şey yapıyormuşuz gibiydi.
Aşk nasıl bir şey sizce? Yakar mı?
Kesinlikle yakar. Bence aşk, tüm insanların varoluş sebebi. Hayata tutunma nedenimiz, bizi harekete geçiren en temel duygu. Aşk olmadan ne iş yapabiliriz ne de bir şeyler için çabalayabiliriz... Ne yazık ki, bu duyguyu birine hissettiğimizde aynı karşılığı göremeyince kalbimiz gerçekten yanıyor. Aşk, kalpten gelen bir şey ve karşılık bulamadığında kalbinizin acımaması mümkün değil; ama bu da hayatın bir gerçeği. Kabul edip yola devam etmeyi öğreniyoruz. Yani özetle: Evet, aşk yakar.
Seksenden fazla ülkeyi gezdiniz. Sizi en çok etkileyeni hangisiydi?
Bu soru bana çok soruluyor ve her seferinde cevabım aynı: Üç yer beni derinden etkiledi. Birincisi İspanya’dan Barcelona. İspanya’nın genel atmosferini seviyorum ama Barcelona’nın yeri bende çok ayrı. İkincisi Costa Rica. Doğası, yeşili, insanı inanılmaz. Üçüncüsü ise Hawaii. Amerika’da çok yer gördüm ama Hawaii’nin doğası ve havası başka. Ben doğayı çok seven biriyim ve hem Hawaii hem de Costa Rica bu açıdan kalbimi çaldı. Barcelona ise şehir yaşamı anlamında favorim. Denizle şehrin iç içe geçmesi, insanların rahatlığı, açık görüşlü yapısı beni çok etkiliyor.
Gezilerinizden, unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?
En çok paylaştığım anılardan biri Hindistan’da yaşandı. Gitmeden önce herkes beni uyardı: “Dikkatli ol, hırsızlık çok olur, eşyalarına sahip çık!” diye; ama ben rahat bir insanım, pek aldırış etmeden gittim. Bombay’den Ahmedabad’a iş için gittim, dönüşte fark ettim ki cüzdanım yok! İçinde tüm kartlarım, param vardı. Tabii hemen panikledim. Neyse ki müşterim çok yardımcı oldu. Bir gün sonra yemek yerken telefonum görüntülü olarak çaldı. Arayan Hintli biriydi, beni kartların içindeki numaradan bulmuş. Konuşamıyordum, müşterim devreye girdi. Meğer cüzdanımı bulan kişi, emin olmak için beni görüntülü aramış! Ertesi gün cüzdanım başka bir şehirden ayağıma kadar geldi... Bu olay bana şunu öğretti: Hiçbir ülkeye ön yargıyla yaklaşmamak lazım. Her yerde iyi insanlar var. Siz nasıl yaklaşırsanız, hayat da öyle yaklaşır.
Zaman geçirmekten zevk aldığınız bir seyahat partneriniz var mı, yoksa yalnız gezmek mi?
Şu an bir partnerim yok ama yalnız seyahat etmeyi çok seviyorum, çünkü kimseye bağlı olmayı, sorumluluk almayı sevmiyorum. Yurt dışında biriyle gezdiğinizde ister istemez bir sorumluluk hissediyorsunuz; ama tüm dünyayı tek başıma gezdiğim için artık biraz da biriyle birlikte gezmeyi istiyorum. Bir dostla, sevgiliyle, sevdiğim biriyle seyahat etmek şu an daha çok istediğim bir şey. Yalnız gezmeyi seviyorum, evet; ama artık paylaşmak da istiyorum.
“Tekrar tekrar giderim.” dediğiniz şehir ya da ülke hangisi?
Barcelona! Hiç sıkılmadan defalarca gidebilirim. Ek olarak Phuket’i çok seviyorum, Tayland’a sık sık gidiyorum. Amerika’dan da Los Angeles favorilerimden. Paris’i de çok severim, sık giderim. İlk üç diyorsak: Barcelona, Phuket ve Los Angeles.
Sizi ne zaman sahnede göreceğiz? Ankara konseri planlanıyor mu? Türkiye turnesi var mı?
Evet, artık onun sırası da geldi. Menajerim bir repertuvar oluşturmak için benimle birlikte çok emek verdi. Yirmi şarkıya ulaştık. Artık kendi şarkılarımdan ve de sevdiğim şarkılardan oluşan bir konser repertuvarına sahibim. Uzun bir süre aldı ama sonunda “o zaman, bu zaman” diyerek turne tarihlerini koymaya başladık. 19 Kasım’da Ankara’da CSO Ada’da ilk Ankara konserimi yapacağım. Diğer şehirler için Instagram sayfamı takip edebilirsiniz. Hepinizi heyecanımı paylaşmak üzere ilk konserime bekliyorum.
Ragıp Narin: “Aşk yakar, gezmek iyileştirir”
19 Kasım’da, Pasion Turca organizasyonuyla Ankara’daki ilk konserini verecek olan sanatçı, yeni teklisi “Doktor”un klibinde Demet Sağıroğlu ve Barbaros’la birlikte çalışmıştı.
DİĞER HABERLER
Mert Vidinli: “Yeni yerler kadar, yeni arkadaşların huyunu suyunu keşfetmek de benim için büyük deneyim”
Turizm, gastronomi ve medya dünyasının tanınan ismi, bu yılki yaz rotasını anlattı...
“Pera Müzesi “Bir Arada” Konserleri Yeni Sezona Başlıyor”
“Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivaline Geri Sayım Başladı”
“Kadında saç dökülmesinin nedenleri”
“Ünlüler reklamlardan ne kadar kazanıyor? ”
“Sıla Gençoğlu “Mahsa Amini`ye” İthaf Ettiği Klibi Anlattı”
“Gelin- Damat İlişkilerinin Astrolojik Boyutu”
“11.Uluslararası Elazığ Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali Başladı!”


REKLAM
reklam@cosmoturk.com
İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com
TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32