RÖPORTAJ

Burcu Özberk: " İnternette İş Yapmayı İstiyorum"

Ekranların reyting rekorları kıran Afili Aşk dizisinin Ayşe’si, sevilen yıldız Burcu Özberk ile çok özel bir çekim ve sohbet gerçekleştirdik...
 
   
 
 
     

Güzel oyuncu müzikten oyunculuğa geçiş sürecini, kariyer yolculuğunu, kişisel eleştirilerini, güzellik sırlarını ve daha birçok konuyu röportajımızda içtenlikle anlattı...

Kanal D ekranlarında reyting rekorları kıran “Afili Aşk” dizisi nasıl gidiyor, her şey yolunda mı?

Dizi beklediğim, hissettiğim gibi çok iyi başladı ve öyle devam ediyor. Sezona devam ettiğimiz için çok mutluyum.

Ekranların muhteşem ikilisi diyebiliriz Kerem ve Ayşe’ye... Çağlar Ertuğrul ile nasıl bir uyum yakaladınız?


Çağlar da ben de sadece kendi karakterimize odaklanmıyoruz, hem birbirimize hem rollerimize sahip çıkıyoruz. Sahnelerden önce yönetmenimiz Serdar hoca ile prova yapıyoruz ve aklımızda soru işareti kalmadan kayıt diyoruz. Çağlar ile o ana odaklanıyoruz. Bu da her şeyi daha gerçek kılıyor. Ekrana yansıyor.

Ekranlara yüksek enerjinizle giriş yaptınız, öyle ki her geçen gün hayran kitleniz artmakta. Peki siz, bize ekrana yansımayan Burcu Özberk’i anlatabilir misiniz?


Ekrana yansımayan kısmım son derece sakin ve ailesine düşkün bir Burcu. Anadolu yakasında yürümeyi, kahve içmeyi, evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Havalar da soğuduğu için arkadaşlarım gelsin, evde battaniye altında film izleyelim, muhabbet edelim, kedilerim etrafımızda olsun bana yetiyor. Ailem benden uzakta, onları çok özlüyorum ve boş zamanlarımda yanlarına gidiyorum. Önceden sıkıcı gelen tüm sadelik, hayatımı yansıtıyor aslında.

Bildiğimiz kadarıyla ortaokulda keman dersleri almışsınız. Müzikten oyunculuğa geçiş süreci nasıl oldu?

Aslında ben konservatuar okuduğumda da oyunculuk okumak istiyordum. Ve annem beni müzik okumaya ikna ederken tiyatro bölümünde sınava gireceğinde senin için artı olur demişti. Tiyatro ve müzik bölümü aynı kampüste olduğu için orada okuyan öğrencilerle konuşma ihtimali beni çok etkilemişti.

Konservatuar okurken Tatbikat Sahnesi’nde başarılı oyunlarda rol almışsınız. Bunların haricinde de rol aldığınız birçok tiyatro oyunu var. Sadece birini seçme şansınız olsaydı, bu televizyon ekranı mı olurdu yoksa tiyatro sahnesi mi?


Tiyatro okuduğum zaman, sınavlara girerken; en büyük hayalim sahneye çıkmak, çalıştığım tiyatroya ait olmaktı. Tatbikat sahnesine seçildiğimde, oyun çalışırken, her hafta sahneye çıkarken yaşadığım heyecanın yerini hiçbir şey tutamaz. Televizyonu ve tiyatroyu asla kıyaslayamam bile. İkisi apayrı dünyalar, farklı koşullar, bambaşka bir disiplin gerektiriyor oyuncu için.

Canlandırdığınız Ayşe karakteri her zaman başkalarını düşünen kendini ikinci plana atan biri. Gerçek hayatta Burcu Özberk de böyle midir?


Aslında Ayşe’nin hikayesi kendi gibi olmak istediği noktada başlıyor. Hayatı boyunca başkalarını düşünen biri ve onların üzülmemesi için ailesinin istediği gibi yaşıyor. Ben de çok fedakarlıklar yaparım dostlarım için, ailem için ama kendi hayatımı ben yönetirim. İnatçıyımdır ve isteklerimden vazgeçmem.

Güzellik, saç ve makyaj konusunda günlük hayatınızda neler yaparsınız?

Günlük hayatımda rimel sürmeyi seviyorum. Bol güneş kremi, gözaltı kapatıcısı ve rimel. Çok soluk olduğum zamanlarda ise allık kullanmayı tercih ediyorum.



Peki sizin moda ile aranız nasıl? Trendleri takip eder misiniz?

Sosyal medyayı kullandığım için trendleri de takip etmiş oluyorum aslında. Sevdiğim markalar, isimler var. Onları tabii ki inceliyorum. Ama trend olanı alma, kullanma gibi bir alışkanlığım yok. Kendime yakıştığını düşündüğüm parçaları alırım.

Sizi Deniz Berdan’nın podyumunda da görme şansımız olmuştu. İlerde modellik yapmayı düşünür müsünüz?


Ben Denizleri çok sevdiğim için, kadın olarak güzellik sırları, modaya bakış açısı ve daha pek çok konuda başarılarını paylaşmak için podyuma çıkmıştım. Yine böyle bir proje olsa evet yaparım ama modellik yapmayı asla düşünmedim. Benim alanım ve eğitim aldığım, yeterli olduğum alan bambaşka.

Dans etmeyi sevdiğinizi biliyoruz... En başa dönersek ne zamandır var bu dans tutkusu?


Evet, bir yıl kadar Çisil ile çalışmıştım fakat şimdi set çok yoğun olduğu için ve evimden uzak bir yerde eğitim almam gerektiği için ara verdim. Tabii ki tekrar başlamayı istiyorum çünkü okulda da, tiyatro yaparken de dans olmasa bile bedenimi kullanmaya, kendimi keşfetmeye yönelik çok fazla çalışma yaptım. Highhills’te kendimde keşfettiğim keyif aldığım bir alan oldu. Çisil inanılmaz yetenekli bir kadın, ondan çok şey öğrendim ve tekrar başlamak istiyorum.

Dürüstlük ve patavatsızlık arasında ince bir çizgi vardır ve siz kendinizi biraz patavatsız bulduğunuzu söylemişsiniz. Bu durum günlük hayatınızda sorunlara yol açıyor mu?

Günlük hayatımda, ikili ilişkilerimde sorunlara yol açtığı zamanlar arada oluyor. Ben sanki herkes beni tanıyor ve anlarmış gibi davranıyorum kimi zaman. Çok düşünmeden konuşan, dürüst olmaya odaklı biriyim. Aklıma ilk gelen şeyi düşünmeden direkt söyleyiveririm.

Hayatınızın sonuna kadar tek bir film izlemek zorunda kalsanız, bu hangi film olurdu?

Kill Bill 1-2. İkisi de birlikte olacak ama.

Sosyal medyaya ne kadar hakimsiniz? Sizin için ne ifade ediyor? Vazgeçilmeziniz diyebilir miyiz?

Benim için vazgeçilmez bir alan sayılmaz. Ama kullanmayı seviyorum. Özellikle bir projeye dahil olduğum zamanlarda daha çok paylaşım yapıyorum. Bu sayede işin geri yansımasını sıcağı sıcağına görebiliyorum.

Son zamanlarda internet dizilerinin sayıları arttı. Sizin de internette gerçekleştireceğiniz projeleriniz olacak mı?

İnternette iş yapmayı açıkçası istiyorum. Daha rahat bir çalışma ortamı olacak, daha sindirilmiş, üzerine çalışılmış ve cesur olacağı için o tarafta da var olmak istiyorum.

Kendinizi eleştirecek olsanız neler söylersiniz?

İnsanlar değişiyor, ihtiyaçlara göre ilişkiler şekilleniyor ama bu benimle alakalı bir durum değil. Her koşulda sakin kalmayı ve insanlara karşı politik olmayı öğrenmeliyim diye düşünüyorum. Sevgimi de büyük yaşarım, sevmediğimde de net belli ederim ve kimseye kendimi sevdirmeye çalışmam. Bu köşeli yanımı daha da törpülemeliyim.

Sakin, soğukkanlı yapınızın yanı sıra çocuksu bir tarafınız da var. Bu kadar stresli bir hayatta bu durumu korumak kolay oluyor mu?


Aslında o çocuksu yanım beni koruyor. Hayatla dalga geçmemi, gereğinden fazla durumları önemsememi sağlıyor. Ve tabii ki gülümseyebiliyorum. İçimden geldiği gibi davranabiliyorum. Ablam bana “İnsanların yaptığı hatalarda onları çocuk gibi görürsen daha az yıpranırsın.” demişti. Çok doğru söylemiş. O çocuk tarafım beni koruyor hem de başka bir bakış açısıyla bakmamı sağlıyor; kızgınlık, kırgınlık kalmıyor içimde.

Daha önceki projelerinize baktığımızda sizin hep dram ağırlıklı projelerde yer aldığınızı görüyoruz. Dramda yer almak nasıl bir deneyimdi?

Konservatuarda okuduğum yıllarda dram oynamaya kendimi daha yatkın hissederdim çünkü içsel olarak karakterin amacını ve dramaturjik olarak sorduğu soruları hayatta da kendime sorar ve cevaplarını alırdım. Hayatta kendi ile fazla konuşan bir insan olduğum için karakter ile bağ kurabilirdim. Bu karakterler de belli güdülerle hareket ettiği için onları kendimle özdeştirmek iyi bir deneyimdi. Üç rolde de kendimle çok ortak yön olduğunu fark etmiştim.

kısa kısa


Sonsuzluk tanımınız nedir?
Özgürlük.

Müzik listenizin her zaman en başında yer alacak parça hangisidir?
Ruh halime göre değişiyor.

En merak ettiğiniz lezzet...
Damak tadım geleneksel. Yeniliklere çok açık bir insan değilim.

Mutsuzken aradığınız ilk kişi kimdir?
Annem.


Röportaj: Dilara Ertürk/MAG
 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>