RÖPORTAJ

Hazal Subaşı: “Hedefim henüz net değil, çünkü sınırı yok"

TRT1’de yayımlanan Kasaba Doktoru dizisinin Leyla’sı Hazal Subaşı, ilk bölümü 2 Aralık tarihinde Netflix’te yayımlanan distopik macera türündeki “Sıcak Kafa”yla, TV’den sonra dijital platformda da sevenleriyle buluştu.
 
   
 
 
     

2015 yılında katıldığı Miss Turkey’de derecesi bulunan güzel oyuncuyla, yeni projesini konuştuğumuz muhteşem bir kapak çekimi gerçekleştirdik. Adını Sen Koy, Çukur ve daha birçok yapımda rol alan başarılı oyuncu, hem usta yönetmenler ve oyuncularla çalışmış olmanın verdiği heyecanı hem de Sıcak Kafa dizisinde başrolü canlandırmanın gururunu MAG Okurlarıyla paylaştı.

Oldukça iddialı bir Netflix yapımı olan Sıcak Kafa projesiyle bu sezon karşımızda olacaksınız. Bize projeden biraz bahseder misiniz?

Sıcak Kafa; distopik ve macera türünde bir dizi. Bu projede olduğum için, Şule karakterini canlandırdığım için çok mutluyum ve çok heyecanlıyım. Şule cesaretli, kararlı, inandıkları uğruna her şeyi yapabilecek, her savaşı verebilecek bir kız. Öğrendiğim çok şey oldu ondan. Benim için de distopik bir dünyada olmak, bambaşka bir dünyadaki karakteri canlandırmak farklı ve benzersiz bir tecrübeydi. İyi ki diyorum. Büyük emek verilmiş, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, tasarlanmış bir iş Sıcak Kafa. Ekip olarak hepimizin çok inandığı bir iş oldu. Umarım beğenilir ve takdir edilir.



İki sezondur TRT1’de yayımlanan Kasaba Doktoru dizisinde Leyla karakterine hayat veriyorsunuz. Küçük yaşlarda çoğu çocuğun doktor olma hayali vardır. Sizin böyle bir hayaliniz var mıydı?

Doktor olma hayalim yoktu fakat her zaman bir merakım vardı. Ameliyat videoları izlemeyi çok seviyordum, ilgimi çekiyordu. TRT1’de böyle bir yapımda yer almak da benim için çok mutluluk verici. Ameliyat ve acil müdahale sahnelerimize kayıttan önce daha hazır olabilmek ve bu sahneleri en gerçek şekilde gösterebilmek adına, her bölümdeki vakalara göre video izliyoruz. Çok şey öğrendim tıpla ilgili; özellikle de propların üstünde uygulamalı olarak çalışmak çok keyifli.

Leyla karakteri ile ortak noktalarınız var mı, ya da “Ben onun yerinde olsaydım asla bunu yapmazdım.” dediğiniz bir şey?

Leyla dürüst, kararlı ve işine aşık bir kız. Hırslı ama kötü bir hırs değil bu. Başarılı olmak, takdir görmek, işini en iyi şekilde yapmak istiyor. Ben de eğer kendime inanıyorsam; ne olursa olsun, kim ne derse desin yaptıklarımın sorumluluğunu alır ve bildiğim yolda ilerlerim.

Dijital platformlar günümüzde oldukça popüler. Sektörün ilerleyişine bakınca bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce gelecek, dijital platformlarda mı?

Evet, dijital platformlar oldukça popüler ve hem platform hem de içerik sayısı gitgide artıyor. Memnun olduğum bir durum bu. Kendimi içinde görebildiğim bir proje bulmak adına senaryo ve dolayısıyla da karakter çeşitliliği olması tabii ki çok güzel. Gelecek, dijitalde diye büyük bir cümle kuramam fakat günden güne ilginin ve alışkanlığın arttığı çok bariz.

Bir oyuncu olarak genç yaşta birçok karakter canlandırma ve deneyimleme imkânı buldunuz. Karakterlerle bütünleşme süreciniz nasıl ilerliyor?

Karakterle bütünleşme sürecim aslında her projede, her karakterde çok farklı oldu. İsteyerek çok planlı yaptığım bir şey değildi. Bazısı çok uzun zamana yayıldı; bazen de hemen alıştım ve karaktere uyum sağladım, onu içimde daha çabuk buldum ve dolayısıyla daha kolay yansıtabileceğime inandım. Set öncesi, karakterle bütünleştiğime fazla ikna olamıyorum. Çoğu şeyin yolda oturduğunu, her sahnede -her defasında ne kadar önceden üzerinde düşünmüş olsam da- sürekli yeni şeyler fark ettiğimi, bulduğumu ve gittikçe daha da içinde olduğumu hissediyorum.

Set ortamında sizin için olmazsa olmaz nedir?

Set ortamında olmazsa olmazım, sette yavaş yavaş oluşturduğum rutinler. Sabah sete geldiğimde yaptıklarım hep aynı sırayla ilerliyor. O şekilde bir düzen oturtmuş olduğuma inanıyorum ve onun bozulmasını istemiyorum. Çok basit şeyler tabii bunlar; çantamı aşağı bırakmak, kahve içmek, saç hazırlığına oturmak sonra giyinip yukarı çıkmak ve sahneye bakmak gibi.

Başta güzelliğiyle tanıdığımız ama sonrasında oyunculuğuyla ön plana çıkan bir Hazal Subaşı gördük. Kariyerinizi değiştirmede izlediğiniz yolda ne etkili oldu?

Bulunduğum her projede; çalıştığım yönetmenlerim, partnerlerim, usta oyuncularımız, ekip ve oyuncu arkadaşlarımın her biri bana başka başka şeyler öğretti ve yeni kapılar açtı diyebilirim. Kimi bu dünyaya bakışımla ilgili, kimi bu sektöre, kimi oyunculuğa ve hatta kendime olan farkındalığımla ilgiliydi. Ailemden sonra, bugün olduğum kişi haline gelmeme çok büyük etkisi var karşıma çıkan, çalıştığım, tanıştığım iyi kötü herkesin. En başından beri kararlı ve çalışkandım. Yapması gerekenlerin farkında ve elinden geleni her zaman yapmaya çalışan biri oldum. Bu şekilde başarılı olacağıma inanıyordum. Şu an mutluyum evet ama daha yol çok uzun. Hedeflediğim bu yolda, olmak istediğim, kendimi görmek ve göstermek istediğim doğrultuda ilerliyorum. Gelmek istediğim son nokta hedefim henüz net değil, çünkü sınırı yok ve tek bir tane değil. Umuyorum, hayal ediyorum ve emek veriyorum.

Sizin için başarı nedir?


Başarı benim için mutluluk ve gurur. Kendimi mutlu hissettiğim ve gururlu olduğum an, yaptıklarım içime sindiği an başarılıyım demek gibi. Kendimizle gurur duymayı unutuyoruz çoğu zaman. Hayatın telaşında, akışında başarmak için çaba gösterdiklerimiz gerçekleştiğinde hemen unutuyoruz bu uğurda neler yaptığımızı. Mesela Sıcak Kafa, kendimle de gurur duyduğum bir iş. Çok iyi hissettirdi beni. Hedeflerime yaklaştığımı düşündürttü, yaptığım işi neden sevdiğimi hatırlattı, nasıl işler yapmam gerektiği konusunda rehber oldu ve filtrelerimi netleştirdi.

Son dönemin parlayan oyuncularından biri olarak, oyunculuğa yeni adım atacak meslektaşlarınıza bir tavsiyeniz var mı?

Oyunculuğa yeni başlayanlar için diyebileceğim ilk şey umutsuzluğa kapılmamanız gerektiği, çünkü bir tarafıyla çok umutsuz hissedebilirsiniz gerçekten; ama her an her şey değişebilir. Çok iyi giderken kötü veya kötü giderken harika olabilir kariyeriniz. Ben de kendimi sürekli pozitif kalmak ve vazgeçmemek konusunda zorladım, hâlâ da öyle.



Oldukça zevkli bir tarzınız var. Stilinizi nasıl belirliyorsunuz?

Rahat olan her şeye bayılıyorum. Düz, genelde desensiz kıyafetler tercih ediyorum. Takı, şapka, aksesuar çok seviyorum; hep kaybetsem de. Modayı takip ediyorum, modadan çok bağımsız giyinen biri olmadım hiç.

Gelecekteki Hazal’a ne söylemek istersiniz?

Gelecekteki Hazal umarım olduğu kişiden hâlâ çok mutludur, hâlâ çok şanslı olduğunu düşünüyordur ve hayal kurmaktan vazgeçmiyordur.

Yeni yıldan beklentileriniz neler?

Uzun zamandır pandemi vardı hayatımızda, yeni yeni atlatıyoruz bunu. Yeni yıldan beklentim öncelikle hepimiz adına sağlık, huzur ve kaygısız bir gelecek hayali.

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>