Lisans eğitimiyle yetinmeyip, üzerine yüksek lisans ve doktorayla menü'ye devam eden bir zat olarak üniversite hayatına yeni atılacak genç takipçilerime ders vermeyi bir borç bildim nedense.
Hadi bakalım benden ne inciler çıkacak görüyoruz...
YENİ ÜNİVERSİTELİLERE ORYANTASYON
1. Üniversite Tercihi
Hayatınızın büyük bir kısmını etkileyecek bu tercih hepiniz için son derece önemlidir. Tercihinizi yaparken, aldığınız puanları, gönlünüzde yatan ve yeteneğiniz olan alanla harmanlayarak ortaya üzerinizde eğreti durmayacak bir bölüm çıkarmalısınız. Örneğin sırf sayısal puanın çok yüksek ve tıp fakültesine yetiyor diye, kan görünce ayılıp bayılmanıza rağmen tıp seçmeyiniz. Zamanla alışamazsınız, kadavra görünce travma yaşar hayatınıza bu şekilde devam edersiniz.
Eğer yemek yapmayı seviyorsanız ve insanları doyurarak mutlu oluyorsanız, arkanıza bakmadan Gastronomi ve Mutfak Sanatları okuyun. Kesinlikle okuyun ve mutlu olacağınız mesleği seçin. Zaman geçtikçe mutsuz olacağınız bir tercihi düzeltmeniz zorlaşacaktır aklınızdan çıkarmayınız.
Minik bir "hayatta mutlu olmanın 100 yolu "dersinden sonra sıra üniversite seçimine geldi. Bendeniz, maketini gördüğüm, gerçeği ise okul başladıktan sonraki aylarda tamamlanan bir okulu ilk tercihim olarak yazmıştım. Benim örneğimde tercih yapılırken tamamen sezgisel davranılmıştır ve bu hikayenin baş kahramanı olan ben, şans eseri çok iyi sezgisel bir tercih yapmıştır. Fakat bende ki bu şans sizin için de geçerli olacak diye bir kural yoktur. Bundan dolayı üniversiteleri iyi araştırmanızı öneririm. Burs durumları, ekstra bursları, çift veya yan dal olanakları, yabancı dil eğitimi, öğretim kadrosu,derslerin içeriği,Erasmus bağlantıları vb. konular hakkında bilgi edinerek mantıksal seçimler yapıverin .
Bu detaylardan sonra sıra geldi aile meselesini çözmeye. Aileniz şehir dışı tercih için izin verecek mi yoksa vermeyecek mi? Şimdi söyleyeceklerimi çocukları olanlar ,açık fikirli değillerse okumasınlar, zira polemik istemiyorum. Veletler ise siz etrafıma toplanın ve bana kulak verin: eğer aklınız başınızdaysa, ayaklarınızın üzerinde durup, ailenin yarattığı laboratuar ortamından uzaklaşıp, hayatta kalmayı öğrenmeyi istiyorsanız mümkün olan şehir dışı tüm tercihleri yapın. Dört yıl tek başına mücadele edip, okumaya çalışmak neler katar, buyurun bana bakın:
1. Üniversite 1. sınıftan itibaren fuarlarda, uluslararası toplantılarda tercümanlık ( para kazanıp masraflarımı karşılıyordum ve yabancı dilimi geliştiriyordum)
2. Birinci sınıftan itibaren yurt bursu karşılığında kütüphanede öğrenci asistanlığı( haftada 20 saat civarındaydı yanlış hatırlamıyorsam, akşamları kütüphanede diğer arkadaşlarıma kitap verirken ders çalışabiliyordum, ve hocalarımın da gözüne girebiliyordum, ayrıca kütüphaneciliği öğrendim, gidin Yeditepe'nin kütüphanesine bir çok kitabın arka tarafındaki ceplerinde el yazım vardır)
3. Üçüncü sınıftan itibaren organizasyon şirketlerinde, organizasyonlarda çalışma olanağı .
Bunlar şu an aklıma gelen çalışmalarım ve bu sayede ayakta tek başıma durmayı öğrendim, İstanbul'u çok iyi öğrendim bir kez bile kaybolmadım, insanları tanıdım ve kendime olan güvenim tavan yaptı,çekingenliğim yok olmuştu.(bkz. lise yıllarında, Kızılay’a ilk defa lise sonda dershane için tek başıma gitmiştim-aşırı bir laboratuar ortamında büyütüldüm)
Üniversite seçimi ve bölüm seçimine de akıllıca karar verdikten sonra YÖK'e gönderdiğiniz tercihinizin açıklanmasını beklemeye başlarsınız. Bu bekleyişinizi tatil yaparak değerlendirin, ailenizin kıymetini bilin, ve artık büyüdüğünüzü hissetmeye başlayın.
Devamı gelecek....
Next On Köşedeki Kedi is.... Sınav Sonuçlarının Açıklanması, Timsah Yürüyüşü ve Kayıt işlemleri ile Yeni Mekana Yerleşim.
Gabriela Oana Olaru
gabrielaolaru@hotmail.com
www.kosedekikedi.blogspot.com
GABRIELA OLARU
YAZARA E-POSTA GÖNDER
DİĞER ADRESLER 
