RÖPORTAJ

Yıldız Kaplan: Eşimin Oyuncu ve Şarkıcılık Yapmama Yasak Koyduğu Kocaman Bir Yalan!

Egomu eşim ve çocuğum törpüledi!
 
   
 
 
     

‘Koş’ şarkısından bize biraz bahseder misiniz?

‘Koş’ şarkısının sözleri Emir’e bestesi Ceyhun Çelikten’e, aranjesi ise Turaç Berkay Özer’e ait. Single fotoğraflarımı Emre Ünal, klibimi ise Murad Küçük çekti. Koş şarkısını Emir bana ilk dinlettiğinde şarkıyı çok sevdim ve müzik severlerden ve radyolardan iyi tepki aldım. Bu başarının ışığında yoluma koşarak devam etmek istiyorum. Şarkının başarısının devamı sevgili eşim Celal Korkmaz’ın bana hediye etmiş olduğu iki yeni şarkı ile gelecek. Emir imzalı iki yeni şarkı için stüdyoya girdim. Ekim ayı gibi yeni şarkımızla müzik piyasasına tekrar merhaba diyeceğiz.

Yıllarca ‘Seksi Şempanze’ olarak anıldınız. İnsanlar sizi bu lakapla tanıdı. Bundan rahatsızlık duyduğunuz oldu mu?


Benim için önemli ve farklı bir roldü. Aslında oynadığım rolün ince bir çizgisi vardı. Oyunculuk performansımdaki samimiyeti halk sevdi. İşaret edildiğim sıfat aslında performansımla alakalı bir durumdu. Güzel bir kadın olmam da ayrıca benim şansım oldu diyelim. Seksi Şempanze rolüyle Yıldız Kaplan ismini tüm Türkiye tanıdı; samimiyetim milyonlara ulaştı. Türk halkı beni sevdi. Bir ara yolda yürüyemiyordum; insanlar tarafından çok merak edilen bir oyuncu olmuştum.

Yine böyle bir rol gelse, kabul eder misiniz?

Oyuncu olarak baktığınızda o rol olmaz bu rol olmaz diye bir lüksünüz olmamalı ama bana aynı karakter gelse kabul etmem çünkü kendini tekrar etmeyi seven bir ruhum yok.

“Beş parmağında beş marifet olan bir sanatçıyım diyelim. İyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir şarkıcı, iyi bir oyuncu, iyi bir ev hanımıyım”

Oyunculuktan şarkıcılığa geçişiniz nasıl oldu?

Aslında oyunculuktan şarkıcılığa geçmedim. Ben oyuncu olmadan önce de şarkı söylüyordum. Etrafımdaki insanların ısrarı ile ajansa kaydoldum. Oyunculuk çok vakit aldığı için şarkıcılık yapmayı bırakmıştım. Bir tercih yapmak olarak algılanmazsa ben şarkı söylemeyi daha fazla sevdim. Beş parmağında beş marifet olan bir sanatçıyım diyelim. İyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir şarkıcı, iyi bir oyuncu, iyi bir ev hanımıyım.

Oyunculuğu özlüyor musunuz ve setlere geri dönmeyi düşünüyor musunuz?

Aslında setleri özlemiyor değilim; birçok proje de geldi. Ama mantığımla birlikte kalbimim de onayladığı bir projede oynamayı tercih ediyorum. Yeri gelmişken söylemek istiyorum eşimin şarkıcılığa ve oyunculuğa izin vermediği konusunda bir dedikodu yıllarca devam etti ediyor da... Eşimin bana işimle alakalı bir yasağı olmadı ve asla olmaz, aksine o hep destektir. Bu yasak kocaman bir yalan. Güzel ve başarılı olunca hakkınızdaki şehir efsaneleri çoğalır ama hepsi yalandır.

“Allah’a şükürler olsun egom yok. Benim egomu Celal ve Akif törpüledi. Ego insana gerçek mutluluğa ulaşması için sadece zaman kaybettirir”

Egolarınız var mı?

Ben her zaman egolu bir yıldız olmak yerine samimi, dürüst, sıcak bir insan olmayı tercih ettim. Allah’a şükürler olsun egom yok. Benim egomu Celal ve Akif törpüledi. Ego insana gerçek mutluluğa ulaşması için sadece zaman kaybettirir.

Siz de kendinizi seksi buluyor musunuz?

Bu soru bana defalarca soruldu ama bunu ilk defa söylüyorum aslında insanlar benim seksiliğimi değil o rol içindeki samimiyetimi sevdiler. Türkiye’nin en güzel ve seksi kadını olarak sıfatlandırılmam için ekstra bir şey yapmadım. Yapsaydım farkım doğru algılanmazdı. Bana göre seksilik soyunmak değildir. Enerjiniz ve yaradılışınızla alakalıdır.

Seksi ya da güzel olmak başınıza bela oldu mu?

Hayata nasıl baktığınızla alakalı. Güzelliği başa bela olanlardan olmamaya dikkat ettim. Bu kişinin kendisiyle ilgili bir durum. Ben güzelliğimi hiçbir zaman avantaja çevirmeye çalışan bir yapıda olmadım, güzellikten çok karakterimle ön planda olmayı tercih ettim.

Eşiniz sizi kıskanır mı?

Celal’i kıskandırmak çok zordur. O kadar özgüveni tam ki. Ben de hareketlerimde ve giyimimde dikkatliyim, kıskançlığa sebep olacak şeyler yapmam. Aslında ben onu daha çok kıskanıyorum. Tek başına iş seyahatine gidemez mesela. Ben de giderim.

Nasıl bir ailesiniz?


Klasik bildiğiniz Türk ailesiyiz. Örf adetler bizim için çok önemlidir. Eşim sabah 7’de işe gidip akşam 6’da gelir. Ben mutlaka eşimi uğurlarım akşam geldiğinde de ben karşılarım. Bir karar verilecekse birlikte doğru karar çıkana kadar konuşulur. Sonucunda herkesin onayladığı yönde ilerleriz.




Aile içi fedakârlıklar yapıyor musunuz?

Ben fedakâr bir eş olduğumu düşünüyorum. ‘Yıldız’, Yıldız Kaplan’ı değil ‘eş ve anne Yıldız Kaplan’ı yaşamak istedim. Bu seçim, sanatçı kimliğimin kıtlaşmasına sebep olmuş olabilir ama asla pişman olmadım. Tekrar bir seçim yapsam yine iyi bir eş ve anne olmayı seçerdim.

Hayat felsefeniz nedir?

Çok şikâyet edenlerden uzak dururum. Hayat felsefem; bana şikâyetle, yalanla gelmeyin, dürüst olun. Dürüstlük ve sadakat benim için her şeyden önemli.

Kocanız çok âşık mı size?

Aşk olmadan yaşanmaz ben eşimin bana olan duygularını biliyorum tabii ki ama kendisi pek romantik değildir. Ben de ona çok aşığım. Benim hayatta iki yaşam kaynağım var biri eşim biri oğlum.

Güzelliğinizi neye borçlusunuz?

Derler ya; kalp güzelliği iyi insan olma becerisi nasip etsin Allah herkese. Ben güzelliğimi mutluluğuma borçluyum. Tabii ki genlerime de haksızlık etmek istemem.

Erkek çocuk mu, kız çocuk mu?


10 tane daha doğurayım, hepsi de erkek olsun isterim. Çok anneci, merhametli ve uysallar.

“Oğlum benim şöhretli olduğumu tesadüfen öğrendi”

Akif sizin şöhretinizden haberdar mı?

Oğlum Akif’e oyuncu olduğumu hiç söylemedim. Geçen gün arabayla gidiyoruz, yan arabadakiler “A bak Yıldız Kaplan” dediler. Akif de “Anne bu adam senin ismini nereden biliyor?” dedi. Bir akşam televizyonda eski dizilerimden bir bölüm yayımlandı. Elinde ne var ne yok bıraktı, ekrana kilitlendi. “Yanındaki o adam kim? Senin kocan mıydı?” gibi sorular sormaya başladı. Artık açıklama yapmam gerekiyordu. Açtım bilgisayarı eski dizilerden birkaç bölüm seyrettik. Çok hoşuna gitti. Oğlum benim şöhretli olduğumu tesadüfen öğrendi.

Akif nasıl bir evlat?

Hep söylüyorum “Dünyadaki en büyük sanat çocuk yetiştirmek” diye. Onu hiçbir zaman bakıcılara bırakmadım. Her zaman yanındaydım. Her şeyiyle bizzat ben ilgilendim. Kendinden emin, zeki, çok akıllı ve çok mutlu bir çocuk.

Çılgın mısınız?

Bir zamanlar öyleydim. Ama oğlum, Akif hayatıma girdiğinden beri çılgınlık falan kalmadı.

Hayatınızda yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?

Bikiniyle Uludağ’da kayak yaptım (gülüyor). Aslında bu resmi yıllarca sakladım ilk defa size verebilirim. Ben çılgın ama bir o kadarda utangaç biriydim.

Güzelliğiniz sizi hiç rahatsız etti mi?

Güzelliğimden hiçbir zaman rahatsız olmadım. Önemli olan bu güzelliğinizin nasıl bir anlatımı olduğu durumu benim için her şeyden önemli oldu. Güzelliğimden rahatsız olmadım ama güzelliğim ve duruşum birçok starı rahatsız etti. Hep soğukkanlı oldum; kimseye bulaşmadım. Aslında çok sayıda isim de verebilirim ama eşim Celal’den sonraki hayatımla tüm geçmişimi sildim. Aslında toprağa gömdüm diyebilirim. Türkiye’nin büyük yıldızlarından her anlamda daha iyi bir hayat yaşıyorum. O zamanlar benim önümü kesmeye çalışanları şimdi kapımda hizmetçi yapmam. Gördüm ki asıl mutluluk, para ile mutluğun peşinde koşmak değil paradan daha önemli olguları keşfederek mutlu olma becerisidir.

SES
Röportaj: Selim AKAR
Fotoğraflar: Tayfun ÇETİNKAYA - Selim AKAR

 

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>