Birçok kişi tam da yazının başlığında olduğu gibi karşısındaki kişiye nerede ve nasıl ‘jest’ yapacağını ya da nerede ne şekilde ‘rest’ çekeceğini bilmediği için hiç ummadığı zamanlarda karşısındaki kişiden, öyle bir darbe yiyor ki, kendini toparlaması oldukça uzun bir zaman alıyor. Bazen malzemeden çalmadan bir yemek yapmaya benzer karşınızdaki birine jest yapmak, ama malzemeden çalmayayım derken bu kez de salçasını fazla kaçırmış makarna gibi olur ilişkiniz..vıcık, vıcık. Neredeyse yenilmez bir hal alır. Bu nedenle, nerede jest yapacağınızı ya da rest çekeceğinizi çok iyi dengelemek gerekiyor. Nitekim ikili ilişkilerde, karşınızdakine bazen rest çekmekte gereklidir. Bir anlamda da ‘daha fazla ileri gidemezsin ve ancak buraya kadar ilerleyebilirsin’ mesajını vermek. Kısacası, sesinizi duyurmak için. Fark edilmek ve kendinizi fark ettirmek için… Zira bir insanın davranışında değişiklik sağlayabilmek birazda belli aşamalara bağlıdır; ilk aşama: farkındalık: sizin farkındalığınız ile karşınızdakinin farkındalığı eşdeğer ya da birbirine yakın değerlerde değilse, karşınızdakiyle fikir ayrılığı yaşamanız kaçınılmazdır.
İkinci aşama: kabulleniş: karşınızdakinin farkındalık düzeyini artırmasına yardımcı olduğunuzda, bir şeyleri kabullenmesi çok daha kolay olur.
Üçüncü ve son aşama ise eylem: farkındalığı artmış ve bir takım şeyleri kabullenmiş kişilerin eyleme geçmesi çok kolaydır. Sıraladıklarım, iletişimdeki en önemli anahtarlardan sadece birkaç tanesi…
Bir psikoterapist olarak her sorunu ele alış biçimim, öncelikle ‘tespit’ ile başlar. Daha sonra ‘teşhis’ gelir. Ardından ise ‘tedavi’ sürecine geçilir. Sizde yaşamda yaşadığınız sorunlar karşısında, önce tespit ile başlayıp daha sonra teşhis ve ardından tedavi kısmına geçerseniz çok daha sağlıklı bir yol izlemiş olursunuz. Çoğu zaman ortada bir problem olduğunu anlarsınız. Ama problemin tam olarak nelerden kaynaklandığını bulmakta zorlanırsınız. Örneğin, öksürdüğünüzü düşünün; öksürük olduğunu fark etmek bir tespittir. Ama öksürüğün tam olarak, tüberkülozdan mı? Akciğer kanserinden mi ya da bir tür kronik bronşitten mi kaynaklandığını tam olarak bulmak demek teşhis koymak demektir. Ardından da konulan teşhise göre tedavi süreci başlayacaktır. Birçoğumuz ilişkilerimizde beklentilerimizin eylemsel karşılığını teşhis aşamasından önce hayata geçirmeye kalkıyoruz. Bu kez de farkında olmadan, kendimizi istenmeyen durumlara maruz bırakabiliyoruz.
Kimi zaman, karşımızdaki kişiye kendini iyi hissettirmek adına ona sayısız jestler yapmaya çalışıyoruz. Kendini iyi hisseder ve bize de iyi hissettirir diye. Ne var ki, kişi özellikle alışık değilse kendisine jest yapılmasına, bir anda olumlu anlamda olan bu farklı tutum karşısında olumsuz bir tutum içerisine girebiliyor. Bu tutum onu bir anda narsisimin doruklarına çıkarabiliyor… Kendisini vazgeçilmez sandırabiliyor. İşte bunun için karşınızdakine nerede jest yapıp, nerede rest çekeceğinizi çok iyi bilmeniz gerekiyor. Karşınızdakine rest çekmek olumsuz ya da kötü bir davranış değil. Karşı tarafa ‘hayır’ diyebilme özgürlüğünüz bir anlamda da…
Bir kez daha yazdıklarımı okuduğunuz için gözlerinize sağlık. Hoşça kalın. Mutlu Kalın. Bu arada unutmayın, her hoşça kal bir merhabadır aslında.
Çağatay C. Öztürk
Psikoterapist
oztuc@aol.com
ÇAĞATAY ÖZTÜRK
YAZARA E-POSTA GÖNDER