KÖŞE YAZILARI | REHA MUHTAR

Ayrılık anıdır önemli olan...

Gelen mailler hep aynı şeyi söylüyorlar... “Sevgiliden ayrılma anında bir erkek bu kadar ince olabilir mi?.. Aşk ayrılırken bile asil kalabilir mi?..” Reha Muhtar`ın yeni yazısı...
 
   
 
 
     

Ayrılık Anıdır Önemli Olan...

Gelen mailler hep aynı şeyi söylüyorlar...“Sevgiliden ayrılma anında bir erkek bu kadar ince olabilir mi?.. Aşk ayrılırken bile asil kalabilir mi?..”

Yardımcım Pınar benim gibi düşünmüyor...

“Ayrılırken tutkuyla vuruşmak gerek... Aşk esas o zaman belli olur...” diyor...

Vuruşulan şey aşkın şiddetini belirlemez...

Vuruşulan şey egonun şiddetini belirler...

Aşk her ne kadar egonun bir ürünüyse de, onun güzelliğidir, çirkin tarafı değil...

Elbet bir ilişki bittiğinde egolar zedelenir...

Elbet, hayal kırıklıkları acı verir...

Elbet istenilenin gerçekleşmemesi, kişisel başarısızlık duygusunu pekiştirir...

Elbet kaybedilmiş görünen aylar ve yılların hıncı nerden çıkarılmalı diye çevre kolaçan edilir...

Elbet ‘verdiklerimi anlamadı’, ya da ‘beni çok kırdı’ diye başlayıp ağır saldırılara zemin hazırlanabilir...

Bunların hepsi yapılabilir...

Ve her yapılan, yeni yapılacakları tetikleyerek, savaşı büyütür...

Zaten aşk yaralı, egoların yeni taaruzları, yeni atakları beraberinde getirir...

Bir zamanların büyük aşkı, şimdinin nefretine dönüşür...

Tutkulu ve büyük aşkların, tutkulu nefretlere dönüştükleri zannedilir...

Oysa nefrete dönüşen aşklar değildir...

Yenilmiş egoların, yenilmeyi hazmedemeyen saldırgan zaaflarıdır...

Yenilgiyi hazmetmek, yenmekten daha zordur...

Çünkü yenmeye koşullanmış bir yüreği yapmak zordur ama...

Yenmeye koşullanmış yüreği, yenilgiye alıştırmak çok daha zordur...

Oradaki zorluk iki taraflıdır...



***

Geçmiş kadınların bazılarından özür dileyerek söyleyeyim...

Yaşamın geçmiş ilişkilerinin bitiminde, “canımı çok acıtacak davranışlarda bulunan kadınlar” oldu...

Kadın egoları zaman zaman aşkın acısını çok ağır çıkarmak isterler...

“Hani bu kadarı da olmaz” dedirtecek kadar ağırından ve acısından...

Etkilenmemenin imkansız olduğu durumları yaşadım...

Belki de bunları görmemiş olsam bugün böyle davranamazdım...

“Herşeyi bekleyecek tevekkülde olmasam,” sakin davranamazdım...

Farkındayım herkes aşk acısını veya aşkların saldırısını nasıl sakin karşıladığımı merak ediyor...

Oysa benim çok sihirli bir formülüm var...

Hiçbir zaman yanılmayacak, beni yanıltmayacak, sihirli bir iksirim var...

Size de uyuyorsa, hiç durmayın uygulayın...

Tek bir cümledir, geçmişte kadınlara, dilimden değil ama içimden söylediğim:

“Sen de bensiz kalacaksın...

Umarım mutlu olursun...”

Bensiz kalmak, bir şey ifade etmiyorsa, zaten demektir ki ben anlamsızım...

İlerde bir gün gözleri ya da kalbi beni aramayacaksa, zaten ben gereksizim...

Belli ki, hiçbir şey verememişim...

Verememişsem zaten aşık değilmişim, ya da pisliğin tekiymişim...

O zaman onu geçelim...


***

Yok eğer, kalbi ya da gözleri ilerde bir gün beni arayacaksa, o zaman acı duymuyorum, mutluyum...

‘Ben’li olmak ona birşey ifade etmiyorsa neyleyim...

‘Ben’siz kalmak ona bir gün birşey ifade edecekse, o zaman birşeyim...

Ben bir insana sadece ama sadece tek bir ceza verebilirim...

“Hayatından kendimi mahrum edebilirim...”

Bu onun için hediyeyse ne âlâ...

Hediye değilse, o zaman o da benim hediyemdir...

İlişkinin bitmesi iki taraf için de bir yenilgidir biliyorum...

Ve yenilgiyi hazmetmek yenmekten daha zordur...

Yenmeye koşullanmış bir yüreği yapmak zordur ama...

Yenmeye koşullanmış yüreği, yenilmeye alıştırmak daha zordur...

Yaşamın geçmiş ilişkilerinin bitiminde ‘canımı çok acıtacak’ davranışta bulunan kadınlar oldu...

Bugün olmadı...

Ama geçmişte oldu...

Tek bir cümleydi, dilimden değil ama içimden söylediğim...

O cümledir aşkın yaralanmış egosunu tedavi ettiğim...

“Sen de bensiz kalacaksın...

Umarım mutlu olursun...”

Reha Muhtar
rmuhtar@gazetevatan.com


 


REHA MUHTAR
YAZARA E-POSTA GÖNDER

 

Diğer yazıları liste halinde görmek için tıklayın >

Favorilerinize ekleyinAnasayfaya dönPaylaşın
GÜNLÜK FALINIZ
HAVA DURUMU

REKLAM
reklam@cosmoturk.com

İLETİŞİM
cosmoeditor@cosmoturk.com

TEL: (0212) 280 07 00
FAX: (0212) 244 13 32

-->
>